Arıcılık, son yıllarda verilen devlet teşvikleriyle birlikte gittikçe artan bir popülerliğe sahip iş kollarından oldu.
Birçok Avrupa ülkesinde ticaretin yanı sıra hobi olarak da yapılan arıcılık tüm bunların yanında tamamen soy devamını sağlayabilmek adına da yapılmakta.
Arıcı kimdir diye sorarsanız; Meslek Standartları Kurumu’nun tanımına göre, kendi başına ve belirli bir süre içerisinde, arılı kovan hazırlama, ana arı, oğul arı ve arı ürünleri üretme, arı kolonisinin bakım, beslenme, arı ürünleri hasadı, arıcılık araç, gereç ve ekipmanlarının bakım ve onarım işlemlerini yapma bilgi ve becerisine sahip nitelikli kişidir.
Meslek Standartları Kurumu’nun tanımına göre, kendi başına ve belirli bir süre içerisinde, arılı kovan hazırlama, ana arı, oğul arı ve arı ürünleri üretme, arı kolonisinin bakım, beslenme, arı ürünleri hasadı, arıcılık araç, gereç ve ekipmanlarının bakım ve onarım işlemlerini yapma bilgi ve becerisine sahip nitelikli kişidir.
Bu noktada arıcılığı ele aldığımızda insanlık tarihi kadar eskiye dayanan bir meslek kolu olduğunu görmekteyiz. Arıcılık günümüzde teknolojinin gelişmesinin yanı sıra yeni tekniklerin de çoğalmasıyla birlikte daha fazla çalışma alanı oluşturmaya başlamıştır.
Modern arıcılığın olmadığı zamanlarda arıların kendilerine sığınak olarak belirledikleri ağaç ve kaya kovuklarında bal yapmaktaydı ve insanlarda buralardan aldıkları bal ile ihtiyaçlarını karşılamaktaydılar. Bu şekilde insanlar arıları daha iyi tanımak ve ihtiyaçlarını karşılayabilmek için önemli bir adım atarak arıcılık mesleğini hayatlarına entegre etmiştir.
Geçtiğimiz yıllarda ülkemizde arıcılık genellikle büyük firmaların haricinde aile mesleği olarak devam ettirilmekte veya emekli insanların bir uğraşı olarak ilerlemektedir. Fakat günümüze geldiğimizde artık bu yönünü törpülemeye başlamış ve artık ciddi bir kazanç kapısı olmaya başlamıştır. Çünkü doğru teknik ve yöntemler uygulandığı zaman kısa sürede kar etmenizi sağlayacak bir iştir.
-Arılık yeri seçimi arıcılık alanındaki belki de en önemli konulardan birisidir. İmkânlar doğrultusunda arıcılık da yer seçimi yaparken ilaçlamanın az olduğu alanlar tercih edilmeli ve ilaç atımı esnasında arılar kovanlarda kapalı tutulmalıdır.
-Arılık yeri seçiminde yoğun arı varlığı olan yerlerden uzak olunmalı, teorik olarak 3 km yarıçaplı bir dairenin kapladığı alanda 100-150 kovandan fazla kovan bulunmaması tercih edilmelidir.
-Arılık yeri baştan doğru olarak seçilmelidir, çünkü arıcılık faaliyeti başladıktan sonra yer değiştirilmesi oldukça zahmetli olacaktır.
-Kovandaki yavruların beslenmesi için arılığın yakınında polen kaynağı mutlaka olmalıdır. Arılık yeri seçerken polen kaynağı olan yerleri tercih ediniz.
Arı kovanlarında bulunan arı kolonisinin en önemli arısı ana arıdır. Ana arı; yumurtlama özelliği olan, arıların çoğalmasını sağlayan ve kovanın geleceğini sağlayan bireydir. Ana arı her kovan bir adet bulunur. Ana arı fenomon adlı kimyasal maddeler ve hormonal kokular salgılayarak arı kovanı içinde birliği ve düzeni sağlar. Arı kolonisinin kontrolü ana arının elindedir.
Bu noktada arı yetiştiriciliğinde ana arı ile ilgili önemli kısımlara değinmek gerekir.
-Boyalı ana arı kullanımı hem kovan kontrollerinde ana arının kolay bulunmasını sağlar, hem de kullanılan ana arının yaşını takip etmenizde kolaylık sağlar.
-Kovanda 2 yaşını doldurmuş ana arıların genç ana arılarla değiştirilmesi, kovan gelişimini ve verimini direkt olarak artırmaktadır.
-Zayıf koloniler yeni ana arıyı güçlü kolonilere göre daha kolay kabul ederler. Bu nedenle güçlü koloninin ana arısı değiştirilecekse bölme yapılarak ana arı uygulanmalı ana arı kabul edildikten sonra birleştirme yapılmalıdır.
-Koloni uzun süre anasız kalırsa, yeni ana arının koloniye kabul ettirilmesi çok zor olacaktır.
Arılar çok kuvvetli bir yiyecek toplama içgüdüsüne sahiptirler. Kaynak ne olursa olsun, normal uçuş yapabildikleri her an besinlerini kovanlarına taşırlar. Arılar çevrede bulabildikleri tüm tatlı maddeleri kovanlarına taşımaya çalışırlar. Özellikle doğada nektarın az olduğu zamanlarda bulabildikleri her kaynaktan yararlanırlar. Bu yüzden kuvvetli koloniler, zayıf ve savunmasız kolonilerin ballarını yağmalamak için saldırabilirler.
Arıcılıkta yağmanın önlenmesi için başlıca dikkat edilmesi gerekenler;
-Bal ve balmumunda kalıntı bırakarak insan sağlığına zarar verdiği için bal üretim dönemlerinde kovanlarda ilaçlama yapılmamalıdır.
-Bal hasadını nektar akımı tamamen bitmeden yaparak arılardaki yağmalama eğiliminin önüne geçebilirsiniz.
-Arıcılar arasında yaygın bir inanış olan “Bal Mikrop Tutmaz” inanışı yanlış anlaşılmakta ve yorumlanmaktadır. Bal sağımında kişisel hijyen ve temizlik kurallarına uyulmalıdır.
-Çerçevenin en az üçte ikisi sırlanmışsa hasat edilmelidir. Tam olarak olgunlaşmamış balların hasat edilmesi balın kalitesiz olmasına ve çabuk ekşimesine neden olacaktır.
-Sağımda kullanılan sağım makinesi, dinlendirme kazanı ve sır alma teknesinin paslanmamış ve boyanmamış olmasına dikkat edilmeli. Paslanmaz kromdan imal edilmiş sağım ekipmanları kullanılmalıdır.
-Sağım sonunda hasat edilen ballar tek kullanımlık, laklı, teneke içi baskısız ve ağzı yalancı kapak ile kapatılmış tenekelere koyularak güneş ışığından ve nemli ortamlardan korunaklı depolarda muhafaza edilmelidir.
Ülkemizde ve dünyada oldukça yaygın olan bu iş kolu dahilinde arıcılık yapmak isteyen bireyler bu noktada sertifikalı eğitim programlarına katılım sağlayabilirler. Mesleki gelişim programlarına katılarak üniversite onaylı sertifikalarıyla çalışma hayatlarına rahatlıkla başlayabilirler.